13 Şubat 2014 Perşembe

Davalar Neden Uzar

zar  [/i][/b]
 Av. Ali Şenoğlu
 Yasalardaki boşluktan ötürü davaların uzadığı   bir kanıdır.
 Halk, yasalarda boşluklar bulunduğu inancıyla, davaların  uzadığına
 inanmaktadır ki, bu inanç doğru  değildir.
   inancın aksine; davalar, yasalardaki boşluklardan ötürü  değil,
 yasaları  uygulayanların ve uygulayanlara yardım edenlerin bilgi ve  beceri
 eksikliğinden uzamaktadır.
 Prensip olarak, dava dilekçesinin kayda  geçirilmesi ile birlikte, Yargıç
 hukuki çekişmeye el koyar. Bu safhadan itibaren, hakimin, dava  dosyası
 na giren  her türlü bilgi ve belgeleri okuyup-incelemesi  gerekir.
 Hakim,  davanın açılması ile birlikte, hukuki çekişmeye el  koyduğuna
 göre;  öncelikle dava dilekçesini okuması- incelemesi gerekir ki,  davacının
 yarattığı hukuki çekişme hakkında bilgi sahibi  olabilsin.
 Davayı Uzatan İşlemler
 likle, dava dilekçesi, yargılamanın  ilerlemiş safhasında okunup,
 incelenmektedir. Bunun için hakim, dava hakkında “zamanında” bilgi  sahibi
 olamamakta;  ve taraşarın neler yapması gerektiği hakkında  hiçbir
 karar  verememektedir.
 Hakim, cevap dilekçesini de, oturuma çıkmadan önce okuması  gerekir
 ki,  davalının, davacının ileri sürdüğü hangi olayları kabul  ettiğini,
 hangi  olayları inkar ettiğini, hangi olgulara yönelik itiraz veya def'iler  ileri
 sürdüğünü  öğrenebilsin. Hakim, cevap dilekçesini okuyup,  inceleyerek,
 ancak  taraşar arasındaki hukuki çekişme hakkında bilgi sahibi  olabilir.
 likle, dava dilekçesinde olduğu gibi cevap dilekçesi de,  yargılamanı
 n  ilerlemiş safhasında okunup, incelendiğinden; dava hakkında  “zamanı
 nda” bilgi  sahibi olunamamakta ve delillerin “zamanında” ibrazı  sağ-
 lanamamakta  ve ilgililere tebliği yapılmamaktadır.
 Replik dilekçesi, hukuki çekişmeyi belirlemez;  ancak cevap dilekçesine
 yönelik itiraz ve def'ileri  gösterir.
 Düplik  dilekçesi de hukuki çekişmeyi belirlemez; ancak replik  dilekçesindeki
 itiraz ve def'ileri gösterir.
 2294 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt:  82 • Sayı: 5 • Yıl 2008
 Hakim, dava ve cevap dilekçesi gibi replik ve düplik dilekçesini  de duruşmadan
 önce  okuyup- incelemesi gerekir ki, görevli olup  olmadığını,
 yetkili olup olmadığını işin başında öğrenebilsin. Dahası, ispat  külfetinin
 hangi  tarafta olduğunu ve davanın hangi delillerle kanıtlanabileceğini  bilebilsin.
 Dava  şartlarının bulunup, bulunmadığını öğrenebilsin.
 de, dava malzemesi  okunup-incelenmediğinden, yetkisizliğe ve
 görevsizliğe, yargılamanın ilerlemiş safhasında  karar verilmekte; yargılama
 yeni baştan yetkili veya görevli mahkemede görülmektedir. Bu  durumda,
 yasaların  boşluğu söz konusu edilemez; bilgi ve beceri  eksikliği
 var  demektir.
 Dava  malzemeleri okunup-incelenmediğinden ve dahası, konu  hakkı
 nda hukuki  bilgi sahibi olunmadığından; davanın res'en araştırma  ilkesine
 tabi  olup-olmadığı tespit edilmeden; res'en araştırma yapılmakta,  ispat
 külfeti  olmayan tarafa da delillerin ibraz külfeti yükletilmekte,  ispat
 külfeti  altında olmayanın da delilleri incelenmekte, davanın takdiri  delillerle
 mi  yoksa kesin delillerle mi? ispat edilip-edilmeyeceği sorunu  halledilmeden;
 kesin delillerle halli gereken bir davanın takdiri delillerle  çözümü
 cihetine  gidilmekte, dava koşul bulunmamasına rağmen davalar  görülmektedir.
 Dilekçeler teati edilmeden önce duruşma gününün verilmemesi  gerekir.
 Çünkü  de cevap, replik ve düplik dilekçeleri ibraz edilmeden  duruşma
 günü  verilmekte, taraşar ilk oturumda ve ikinci oturumda  ayakta
 durup-beklemenin dışında hiçbir yargılama veya taraf işlemine  iştirak etmemektedirler.
 Taraşar, duruşmalara katılmakta, davacı, dava  dilekçesini,
 davalı da, cevap dilekçesini tekrar etmenin dışında hiçbir işe  yaramamaktadı
 r.
 Yargılama yapmak bilgi ve beceri işidir. Hem bilgi sahibi  olacaksın
 hem de  bildiğini uygulama becerisine sahip olacaksın. Yasalar  çerçevesinde,
 yargılamanın ucuzluğu ve çabukluğu ilkesini uygulayacaksın.  likle
 uygulamada bilgi ve beceri eksikliğinden, davaların uzadığına  tanı
 k olmuşumdur.  Bunlardan birkaçını paylaşmak istiyorum.
 Davalı, sigortadan aldığı parayı, almamış gibi  davacı hakkında icra
 takibine geçmiştir. Davacı da, sigortadan tahsil edilen tarihten,  takip tarihine
 kadar işlemiş yasal faiziyle birlikte, sigortadan alınan para  miktarı
 kadar  borçlu olunmadığına ilişkin menŞ tespit davası açmıştır.  Mahkeme
 üç ay  sonraya gün vermiştir. Davacı, davalının, dava  dilekçesinde
 gösterilen adresten ayrıldığını haricen tespit etmiştir. Bunun  için, davalı-
 nın  adresinin zabıtaca tespitini ve zabıtaca tespit edilecek adrese ve  yine
 tebligatın  dönmesi halinde, tebligatta yeni adres belirtilmiş ise bu  adrese
 de dava  dilekçesinin tebliğini ve yine faiz hesabının duruşmadan önce  yapı
 lmasını,  raporunda tespit edilecek yeni adrese tebliğini talep  etmiştir.
 Davacının amacı, ilk oturuma kadar taraf teşkilini oluşturmak ve  bilirkişi
 raporuna  karşı davalının itirazları var ise itirazları doğrultusunda  ye-
 Karatahta 2295
 niden bilirkişi incelemesi yaptırtarak  itirazları giderip, ilk oturumda yargı
 lamayı  sonuçlandırtmaktır.
 Hakim, tebligat parçası dönmediğinden ve taraf ta teşkil  edilmediğinden
 talebi reddetmiştir. Oysa, ilk oturuma kadar zabıtaca adres  tespitinin
 yapılmasını ve taraf teşkilinin sağlanmasını ve faiz hesabı  yönünden
 bilirkişi  incelemesi yapılmamasını yasaklayan bir hüküm  yoktur.
 Diğer bir  anı, dosya Yargıtay’dan bozularak geldi. Bozma kararı,  Tebligat
 Yasası’nın 35. maddesine göre davalıya tebliğ edildi ve hakim, ilk  duruşmada,
 bozmaya  uydu. Fakat davalının adresinin, zabita marifeti  ile
 tespiti  cihetine gitti. Ara kararının kaldırılması talep edildi. Talep iki  kez
 reddedildi.  Dört celsedir, davalının adresi zabitaca  aranmaktadır.
 Diğer bir anım da, davacı, tazminat davasını davalı şirkete, menŞ  tespit
 davasını da  davalı şirkete ve başka bir davalıya karşı açtı.  Mahkeme
 iki davayı  birleştirdi. Birleşmeye itiraz ettik. İtirazımız da, “menŞ  tespit
 davası ile  tazminat davasındaki davalı şirketin müşterek olduğu”  fakat
 davalı  şahsın her iki dosyada taraf olmadığı ve sadece menŞ tespit  davası
 nda taraf  olduğu, her iki davanın konuları da farklı olduğu  bildirilmesine
 karşın talebimiz reddeldi. Dört yıl sonra iki davanın ayrılmasına  karar
 verildi.
 Donanımlı Yargıç
 Hukuk Usulu Muhakemeler Yasası, davacının  dava dilekçesinde bildirdiğ
 i delilleriin, her zaman celbine karar verileceğini düzenlemiştir.  Dava
 dilekçesinin  tebliğ edilmediğine ilişkin tebliğat parçasının  dönmeden,
 zabıta  araştırması yapılamayacağını, hele hele, taraf teşkil edilmeden,  faiz
 hesabının  bilirkişi marifeti ile hasaplanamayacağını da  yasaklamamıştı
 r.  Kanunda yasaklanmayan bu taleplerin yerine getirilmesi,  yargılamanı
 n  çabukluğu ilkesine de uygun düşmektedir.
 Davacı, menŞ tespit davasına ilişkin tüm  delillerini dosyaya sunmuş,
 sadece faizin hesabını yapmamıştır. İlk oturumdan önce faizin  hesap
 edilmiş  olması halinde, karar verilebilecek, bir durumda ilk  oturumun
 beklenilmesi ve bundan sonra bilirkişi incelemesinin yapılması  yargılamayı
 gereksiz yerde uzatmış olacaktır.
 Hukuki bilgi ve yargılama yapma becerisine sahip  olan donanımlı bir
 yargıç, dosyaya giren bilgi ve belgeleri zamanında okuyup  incelemesi halinde
 yargılamayı en kısı süre içinde bitirebilir.
 
 
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder