13 Şubat 2014 Perşembe

Tasfiye dönemi

Tasfiye dönemi
 

Madde 30 - (2362 sayılı Kanunun 17'inci  maddesiyle değişen şekli) Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren  kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi kaim  olur.
 

Tasfiye dönemi kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlar, bu  tarihten aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her  takvim yılı müstakil bir tasfiye dönemi sayılır.
 

Tasfiyenin aynı takvim  yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği  tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.
 

Tasfiyenin  nihayet bulduğu dönemin sonunda tasfiye kar veya zararı kati olarak tespit ve  evvelce verilmiş olan tasfiye beyannameleri bu neticeye göre ıslah edilir.  Tasfiye zararla kapanırsa, evvelce verilmiş tasfiye beyannamelerine müsteniden  tahsil edilmiş vergiler iade olunur.
 

Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde  tarh zamanaşımı, tasfiyenin nihayet bulduğu dönemi takip eden yıldan itibaren  başlar.
 

Tasfiye Beyannamesi
 

Madde 31 -(2362 sayılı Kanunun 18'inci  maddesiyle değişen madde) Tasfiye beyannameleri, tasfiye memurları tarafından  tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren 21'inci maddede yazılı süreler içinde,  tasfiye dönemi içinde tasfiye neticelenmişse, bilançonun veya nihai hesabın  kesinleşmesinden itibaren 15 gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine  verilir.
 

Bu madde gereğince verilecek olan beyannamelere, bilanço ile kar  ve zarar cetveli ve tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralarla diğer  değerlerin müfredatlı bir cetveli bağlanır. İşletme hesabı esasına göre defter  tutanların beyannamelerine kar ve zarar cetveli yerine bu hesabın hülasası rapt  olunur.
 

Tasfiye Karı
 

Madde 32 - (92 sayılı Kanunun 9'uncu  maddesiyle değişen şekli) Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye  karıdır.
 

Tasfiye karı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile  tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki müspet  farktır.
 

Tasfiye karı hesaplanırken:
 

1. Ortaklara veya kurum  sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya sair suretle yapılan her nevi  ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine;
 

2. Mevcut sermayeye  ilaveten ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye  esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş bulunan kazanç ve iratlar  tasfiye döneminin başındaki servet değerine ilave olunur.
 

İşletme hesabı  esasına göre defter tutanların tasfiye karı, tasfiye dönemi zarfında elde edilen  hasılat ile yapılan giderler arasındaki farktan tasfiye döneminin başındaki  emtia mevcudunun değeri çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
 

Bu madde  hükmüne göre tasfiye karının hesaplanması sırasında, 14'üncü ve 15'inci  maddelerin hükümleri de ayrıca göz önünde tutulur.
 

Servet  Değeri
 

Madde 33 - (2573 sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle değişen fıkra)  Tasfiye döneminin başındaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki  bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde  müteakip tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir evvelki dönemin son  bilançosunda görülen servet değeridir. Aşağıda yazılı olanların dışında kalan  her nevi ihtiyatlarla dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir.
 

1. Bu  kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar temettü ve kazanç vergilerinden istisna  edilerek ayrılmış olan ihtiyat akçeleri ve banka zarar karşılıkları (Sonradan  Kurumlar vergisine tabi tutulan ihtiyat akçeleri ve banka zarar karşılıkları öz  sermayeye dahildir);
 

2. Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü  amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik  ihtiyatları;
 

3. Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan  kazanç kısmı.
 

Hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan,  devredilen veya kurum sahibine iade olunan değerler, Vergi Usul Kanunu'nun  hükümlerine göre ve dağıtmanın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı günün  emsal bedeli ile değerlenir.
 

Tasfiye Memurlarının  Sorumluluğu
 

Madde 34 - (192 sayılı kanunun 11'inci maddesiyle değişen  şekli) Tasfiye memurları kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye  beyannamelerine göre hesaplanan vergileri ödemeden veyahut bu vergilerle diğer  itirazlı tarhiyat için karşılık ayırmadan, İcra ve İflas Kanunu'nun 206'ıncı  maddesinin 6'ıncı sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma  yapamazlar.
 

Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlarından ve vergi  cezalarından şahsen ve müsteselsilen sorumlu olurlar.
 

Vergi aslı ve  zamları, kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan da aranılabilir. Ortaklardan  tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına müracaat  olunmaz.
 

Tasfiye memurları, bu madde gereğince ödedikleri vergilerin  asıllarından dolayı, tasfiyeden hisse alan ortaklara, paylaştırma yapılmışsa  veya ortakların tasfiye payları vergileri karşılamaya yetmezse alacaklarını  tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara rücu edebilirler.
 

Tasfiye  Muamelelerinin İncelenmesi
 

Madde 35 - Tasfiye beyannamesinin verilmesiyle  birlikte tasfiye memurları muamelelerini vergi bakımından incelenmesini bir  talepname ile isterler.
 

Talepnamenin verilmesinden itibaren en geç bir ay  içinde vergi incelemelerine başlanarak aralıksız devam olunur.
 

Vergi  incelemelerinin bitmesini takip eden on beş gün içinde vergi dairesi neticeyi  tasfiye memurlarına yazı ile bildirir. Buna göre kurumdan aranan vergilerin  neticesi alınıncaya kadar tasfiye memurlarının 34'üncü maddede yazılı  sorumluluğu devam eder.
 

(5228 sayılı Kanunun 33’üncü maddesiyle eklenen  fıkra, Yürürlük; 31.7.2004) Maliye Bakanlığı mükelleflerin, hukukî statülerini,  faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif  büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme  yaptırmamaya yetkilidir.
 

Birleşme
 

Madde 36 - Bir veya birkaç  kurumun diğer bir kurumla birleşmesi, birleşme sebebiyle infisah eden kurumlar  bakımından tasfiye hükmündedir. Ancak, birleşmede tasfiye karı yerine birleşme  karı vergiye matrah olur.
 

Tasfiye karının tesbiti hakkındaki hükümler,  birleşme karının tesbitinde de caridir. Şu farkla ki, münfesih kurumun veya  kurumların ortaklarına veya sahiplerine birleşilen kurum tarafından doğrudan  doğruya veya vasıta ile verilen değerler, kurumun tasfiyesi halinde ortaklara  dağıtılan değerler yerine geçer.
 

Birleşilen kurumdan alınan değerler  Vergi Usul Kanunu'nda yazılı esaslara göre değerlenir.
 

34 ve 35'inci  maddelere göre tasfiye memurlarına düşen sorumluluk ve ödevler birleşme halinde,  birleşilen kuruma terettüp eder.
 

Devir
 

Madde 37 -Aşağıda yazılı  şartlar dahilinde vaki olan birleşmeler devir hükmündedir:
 

1. Birleşme  neticesinde infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanuni veya iş merkezleri  Türkiye'de bulunacaktır;
 

2. Münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço  değerlerini birleşilen (Devralan) kurum, kül halinde devralacak ve aynen  bilançosuna geçirecektir.
 

3. (4108 sayılı Kanunun 39'uncu maddesiyle bent  kaldırılmıştır) (*)
 

Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde şekil  değiştirmeleri de devir hükmündedir.
 

(*) 3. (Kaldırılmadan önceki şekli)  Birleşilen kurum münfesih kurumun ortaklarına veya sahiplerine devraldığı servet  nispetinde hisse verecektir.
 

Bölünme ve hisse değişimi(*)
 

Madde 38  - (4684 sayılı Kanunun 18/B maddesiyle değişen madde Yürürlük; 03.07.2001)  Aşağıdaki işlemler bölünme veya hisse değişimi hükmündedir.
 

1- Tam  mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bütün  mal varlığı, alacak ve borçlarını mukayyet değerleri üzerinden mevcut veya yeni  kurulacak tam mükellefiyete tabi iki veya daha fazla sermaye şirketine  devretmesi ve karşılığında devredilen sermaye şirketinin ortaklarına devralan  sermaye şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisseleri verilmesi  (devredilen şirketin ortaklarına verilecek iştirak hisselerinin itibari  değerinin % 10'una kadarlık kısmının nakit olarak ödenmesi işlemin bölünme  sayılmasına engel değildir.).
 

2- (5228 Sayılı Kanunun 59/16 maddesiyle  değişen ibare Yürürlük; 31.07.2004)Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya bu  mahiyetteki bir yabancı kurumun Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcisinin  bilançosunda(**) yer alan gayrimenkuller ve iştirak hisseleri ile üretim  tesisleri, hizmet işletmeleri ve bu tesis ve işletmelere bağlı gayrimaddi  haklar, hammadde, yarı mamul ve mamul malların, mukayyet değerleri üzerinden  mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine, bu değerleri  devreden şirketin ortaklarına verilmek veya devreden şirkette kalmak üzere,  devralan şirketin iştirak hisseleri karşılığında aynî sermaye olarak  konulması.
 

3- Tam mükellef bir sermaye şirketinin, diğer bir sermaye  şirketinin hisselerini, bu şirketin yönetimini ve hisse senedi çoğunluğunu elde  edecek şekilde devralması ve karşılığında bu şirketin ortaklarına kendi  şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisselerini vermesi (hisseleri  devralınan şirketin ortaklarına verilecek iştirak hisselerinin itibari değerinin  % 10'una kadarlık kısmının nakit olarak ödenmesi işlemin hisse değişimi  sayılmasına engel değildir.).
 

Aktifi ve pasifi düzenleyici hesaplar  ilgili olduğu aktif veya pasif hesapla birlikte devrolunur.
 

Maliye  Bakanlığı bölünme işlemleri ile ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir.  (***)
 
 

(*) (4684 sayılı Kanunla değişmeden önceki başlık) Devir  Halinde Vergilendirme

(**) Tam mükellef bir sermaye şirketinin  bilançosunda

(***) (4684 sayılı Kanunla değişmeden önceki madde) Devirlerde,  aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine  kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilip, doğrudan doğruya birleşmeden doğan  karlar hesaplanmaz ve vergilendirilemez:

1. Münfesih kurum ile birleşilen  kurum müştereken imzalayacakları bir devir beyannamesini, birleşme tarihinden  itibaren on beş gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine  verecekler ve bu beyannameye devir bilançosunu bağlayacaklardır;

2.  Birleşilen kurum münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını  ödeyeceğini ve diğer vecibelerini yerine getireceğini devir beyannamesine bağlı  bir taahhütname ile taahhüt edecektir. Mahallin en büyük malmemuru bu hususta  birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.
 

Devir ve bölünme  hallerinde vergilendirme (*)
 

Madde 39 -(4684 sayılı Kanunun 18/C  maddesiyle değişen madde Yürürlük; 03.07.2001) A) Devirlerde, aşağıdaki şartlara  uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği  kazançlar vergilendirilip, doğrudan doğruya birleşmeden doğan kârlar hesaplanmaz  ve vergilendirilmez.
 

1- Münfesih kurum ile birleşilen kurum, müştereken  imzalayacakları bir devir beyannamesini, birleşme tarihinden itibaren on beş gün  içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verirler ve bu  beyannameye devir bilançosunu bağlarlar.
 

2- Birleşilen kurum münfesih  kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer  vecibelerini yerine getireceğini devir beyannamesine bağlı bir beyanname ile  taahhüt eder. Mahallin en büyük mal memuru bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca  teminat isteyebilir.
 

B) 38 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı  bendine göre gerçekleştirilen bölünmelerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde  bölünme suretiyle münfesih hale gelen kurumun sadece bölünme tarihine kadar elde  ettiği kazançlar vergilendirilip, doğrudan doğruya bölünmeden doğan kârlar  hesaplanmaz ve vergilendirilmez.
 

1- Bölünen kurum ile bu kurumun  varlıklarını devralan kurumlar müştereken imzalayacakları bir bölünme  beyannamesini, bölünme tarihinden itibaren on beş gün içinde bölünen kurumun  bağlı olduğu vergi dairesine verirler ve bu beyannameye bölünme tarihindeki  bilanço ve gelir tablosunu, bölünme sözleşmesini ve bölünen kurumun varlıklarını  devralan kurumların yeni sermaye yapısını gösteren Ticaret Sicili Müdürlüğü  yazısının bir örneğini bağlarlar.
 

2- Bölünen kurumun varlıklarını  devralan kurumlar, bölünen kurumun bölünme tarihine kadar tahakkuk etmiş ve  edecek vergi borçlarından müteselsilen sorumlu olacaklarını ve bu vecibelerini  yerine getireceklerini bölünme beyannamesine bağlı bir taahhütname ile taahhüt  ederler. Mahallin en büyük mal memuru bu hususta bölünen kurum ile bu kurumun  varlıklarını devralan kurumlardan teminat isteyebilir.
 

C) Bu maddeye göre  yapılan devir ve bölünmelerde, devir veya bölünme tarihine kadar olan kazancın  vergilendirilmesi için devir veya bölünmeye ilişkin şirket yetkili kurulu  kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarih itibarıyla hesaplanan kazanç,  bu kararın ilan edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde bölünme veya devir  dolayısıyla münfesih hale gelen kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine kurumlar  vergisi beyannamesi ile beyan edilir. Bu beyannameye devir veya bölünme  bilançosu ile gelir tablosu bağlanır.
 

D) 38 inci maddenin birinci  fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentlerinde belirtilen işlemlerden doğan kârlar  hesaplanmaz ve vergilendirilmez. 38 inci maddenin birinci fıkrasının (2)  numaralı bendine göre gerçekleştirilen bölünme işlemlerinde bölünen kurumun  bölünme tarihine kadar tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarından bölünen  kurumun varlıklarını devralan kurumlar müteselsilen sorumlu olur.  (**)
 
 
 

(*) (4684 sayılı Kanunla değişmeden önceki başlık) Devir  Bilançosu ve Devir Beyannamesi

(**) (4684 sayılı Kanunla değişmeden önceki  madde) 38'inci maddeye göre, devir tarihine kadar olan kazancın  vergilendirilmesi için devir bilançosu ve kar ve zarar cetveli münfesih kurum  tarafından bir beyannameye bağlanır ve bu beyanname devir tarihinden itibaren 15  gün içinde vergi dairesine tevdi olunur.
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder