13 Şubat 2014 Perşembe

Medeni Yargılama Hukuku

Medeni yargılama hukuku (Medeni usul hukuku), özel hukuk alanında ortaya  çı*kan uyuşmazlıkların bir sonuca bağlanmasında mahkemelerin izleyecekleri  yön*temleri (usulleri) belirleyen hukuk kurallarından meydana gelir. Diğer bir  deyişle, medeni yargılama hukuku bir hukuk davası'nın, örneğin bir alacak veya  boşanma davasının nasıl, hangi mahkemede açılacağı, iddiaları ispat etmek üzere  kanıtların (delillerin) nasıl getirileceği, hükmün nasıl, ne şekilde verileceği  ve kesinleşeceği gibi konulan inceleyen ve hükme bağlayan hukuk  dalıdır.

Medeni yargılama hukukumuzun başlıca kaynağını, sonradan birçok  deği*şikliklere uğramış bulunan 1927 tarihli Hukuk Usul-ü Muhakemeleri Kanunu  oluşturur.
 

Adli yargının temelini mahkemeler oluşturur. Mahkemeler hüküm  mahkemesi ve denetim mahkemesi olmak üzere iki türlüdür. Hüküm mahkemesi veya  ilk de*rece mahkemesi dediğimiz mahkemeler, medeni yargılama hukukunda sulh ve  asliye hukuk mahkemelerinden ibarettir. Kural olarak her ilçede bir asliye hukuk  mahkemesi bulunur. İş mahkemeleri ile tapulama mahkemeleri de asliye mahke*mesi  niteliğindedir. Bu mahkemeler tek hakimlidir. Buna karşılık bazı büyük  şe*hirlerdeki ticaret mahkemeleri üç hakimden oluşan bir kurul halinde çalışır.  De*netleme veya kontrol mahkemesi ise, Yargıtay (Temyiz Mahkemesi)dir.

Medeni  yargılama hukuku, çekişmeli yargı (nizalı kaza) ve çekişmesiz yargı (nizasız  kaza) biçiminde bir ayırıma uğrar.

Çekişmeli yargıda, taraflar arasında bir  çekişme (ihtilaf), bir uyuşmazlık vardır ve bu çekişmenin giderilmesi,  uyuşmazlığın bir sonuca bağlanması için mahke*meye başvurulur, yani dava açılır.  Örneğin bir tarla üzerinde iki kimse aynı anda mülkiyet iddiasında bulunur veya  karı koca arasında evlilik birliğini çekilmez ha*le getirecek derecede şiddetli  bir geçimsizlik baş gösterirse, taraflardan biri mah*kemeye başvurarak (dava  açarak) hakkının tanınmasına veya boşanmaya karar verilmesini talep eder.  Mahkemeye başvuran tarafa davacı, diğer tarafa ise dava*lı denir. Dava, yetkili  ve görevli mahkemeye davacının vereceği bir dilekçe (dava dilekçesi) ile  açılır.Davalar, ifa davası, tespit davası ve inşai dava olmak üzere üç  çeşittir.

Çekişmesiz yargıda ise, karşıt menfaatlere sahip iki taraf ve  bunlar arasında bir çekişme, bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çekişmesiz  yargı, mahkemelerin idari faaliyeti andıran işlerini, bireysel menfaatleri  korumak üzere alacağı idari ön*lemleri kapsar. Örneğin bir akıl hastasını  kısıtlayarak kendisine bir vasi atama, bir küçüğün ergin kılınmasına karar  verme, vakıfların mahkeme siciline tescili, evlat edinme de izin ve onay gibi  işler, çekişmesiz yargıya giren işlerdir.
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder