13 Şubat 2014 Perşembe

Cumhuriyetin Temel İlkeleri Nelerdir?

Cumhuriyetin Temel İlkeleri Nelerdir?

Cumhuriyetin Temel İlkeleri
 

Demokratik Devlet

 

    Demokrasi; egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olmasıdır.

    Demokrasilerde belli dönemlerde yapılan seçimlerle halk temsilcilerini belirler. Böylece millet temsilcileri aracılığı ile kendi kendini yö*netir.

    Vatandaşlar kanunlara göre seçme ve se*çilme hakkını kullanır. Herhangi bir baskı olma*dan istediği siyasi partiye oyunu verir. Aynı zamanda istediği siyasi partiye üye olabilir ve partisi için çalışabilir.

    Herkesin eşit oy hakkı vardır. Seçimlerde oylama gizli, oy sayı*mı ise açık yapılır.    Demokrasilerde, devleti yö*netme yetkisi hiçbir zaman bir kişiye veya belirli bir zümreye bırakılamaz.

    Demokrasilerde, kişiler özgürce düşünür ve düşündüğünü ifade eder.

    Demokrasinin Temel İlkeleri Millî Egemenlik

    Demokraside egemenlik millete aittir. Mil*let bu hakkını temsilcileri (milletvekilleri) aracılı*ğıyla kullanır. Yönetenler, gücünü milletten alır. Hiçbir kimse, zorla iş başına gelemez. Bu esas, anayasamızda şöyle belirtilmiştir: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
 
 Hürriyet ve Eşitlik
 

    Demokraside, hürriyet ve eşitlik esastır. Hürriyet, başkalarına zarar vermeden her şeyi yapabilmektir. Bütün insanlar hürdür. Herkes, serbestçe düşünür ve düşüncelerini açıklayabilir.

    Eşitlik, hiçbir ayrım olmaksızın herkesin kanun önünde aynı haklara sahip olmasıdır. Hiç kimseye din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşüncesin*den dolayı farklı işlem yapılamaz.
 
 Siyasi Partiler
 

    Demokratik yönetimlerde, ülke sorunları*nın çözüm yolları üzerinde aynı düşünceyi payla*şan insanlar bir siyasi parti kurabilirler. Vatan*daşlar, bu siyasi partilerden birine üye olabilirler. Ülkemizde Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ilk kuru*lan parti Halk Fırkası’dır. Fırka parti anlamına ge*lir. Cumhuriyetin ilanından sonra partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur.

    Siyasi partiler, anayasa ve ilgili kanun hü*kümlerine uygun olarak faaliyetlerini sürdürürler. Siyasi partilerin hepsi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü kabul eder. İnsan hakları*na saygılıdır. Millet egemenliğini esas alır. Demok*ratik ve laik cumhuriyet ilkelerine bağlıdır.

    Demokrasilerde hükümeti kurma görevi, likle seçimler sonucunda en çok milletvekil*liği kazanan partiye verilir. Hükümeti kuran partiye iktidar partisi denir. Diğer siyasi partiler ise mu*halefet partileri olarak adlandırılır. Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır.

    1946 yılında Türkiye’de ilk kez birden fazla  partinin katıldığı seçimler sonucunda çok  partili hayata geçildi.
 
 Hukuk Devleti
 

    Toplumun düzen içinde yaşamasını sağ*layan kurallar bütününe hukuk denir. Devlet bü*tün uygulamalarını bu kurallara göre yapar. Hu*kuk devletinde herkes kanun önünde eşittir. Devlet bütün vatandaşlarına eşit yakınlıktadır.

    Haksızlığa uğrayan herkes mahkemeler aracılığı ile hakkını arar. Hukuk devletinde hiç kimse hukuksuzca bir davranışta bulunamaz. Devlet bile kişi tarafından mahkemeye verilebi*lir. Eğer devlet tarafından yapılan bir haksızlık varsa mahkemeler aracılığı ile giderilebilir.

    Hukuk devletinde, mahkemeler bağımsız olmak zorundadır. Herhangi bir kimsenin veya bir kurumun etkisi altında olamaz. Çünkü mah*kemeler adaletin dağıtıldığı yerdir. Eğer mah*kemelerin bağımsızlığı sağlanmazsa adalet*sizlikler ortaya çıkabilir. Dolayısı ile mahkeme*lerde gücünü kanunlardan almaktadır.
 
 Laik Devlet
 

    Laiklik, devletin hukuk kurallarının akla, bilime ve toplumun ihtiyaçlarına dayalı olma*sıdır. Laik devletlerde din ve devlet işleri bir bi*rinden ayrılır, vatandaşlara inanç ve ibadet öz*gürlüğü tanır.

    Anayasamızın 24. maddesine göre, Türki*ye’de herkes istediği dine inanmakta, istediği ibadeti yapmakta özgürdür. Hiç kimse inancın*dan dolayı veya yapmış olduğu ibadetten dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Yine hiç kimse laik düzeni yıkmaya yönelik herhangi bir faaliyette bulunmaz.

    Devlet hangi dine mensup olursa olsun vatandaşlarına karşı eşit uygulamalar yapma*lıdır. Ve laik düzenin koruyucusu olmalıdır.
 
 
 Sosyal Devlet
 


    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en önemli özelliklerinden birisi de Sosyal Devlet anlayışı*nın olmasıdır. Devlet, dil, din, mezhep, ırk, cin*siyet farkı gözetmeksizin her vatandaşını eşit kabul eder ve herkese hizmet götürmeye çalı*şır. Sosyal devlet anlayışında devlet halk için çalışır ve halk için vardır.

    Devlet; eğitim-öğretim hizmetini, sağlık hizmetini, yol hizmetini, su hizmetini, elektrik hizmetini, iletişim hizmetini ve din hizmetini va*tandaşlarına ulaştırmak zorundadır. Bütün bu hizmetleri yaparken bölge ayrımı yapmama*lıdır. Ülkenin doğusuna, batısına, güneyine ve kuzeyine veya ilinden en küçük köyüne kadar aynı hizmetleri götürmelidir.
 
 Atatürk Milliyetçiliği
 

    Cumhuriyetçilik devletin kurucu ilkesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk milleti tara*fından kurulmuştur. Millet; aynı toprak parçası üzerinde yaşayan, aynı dili konuşan, aynı geç*mişe sahip olan ve gelecekte de birlikte yaşa*ma isteğinde olan insan topluluğudur. Milliyet*çilik ise mensubu olduğu milleti yararına ki*şinin yapmış olduğu her türlü fedakârlıktır. Ge*reksiz yanan bir lambayı kapatmak, gereksiz açık olan musluğu kapatmak en güzel milliyet*çilik örneklerindendir.

    Atatürk milliyetçiliği birleştiricidir. Türkiye sınırı içerisinde yaşayan bütün vatandaşları aynı samimi duygularla kucaklar. Irkçı milliyetçilik anlayışı değil kültür milliyetçiliği anlayışı vardır. Nitekim Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm di*yene” sözü bu durumu açıklayan en güzel ör*nektir. Kendini Türk hisseden herkes Türk mil*letinin bir ferdidir.
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder